Ruhumuza atılan yumruk psikolojik şiddet

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınların uğradığı psikolojik şiddete dikkat çekildi. Can kayıpları, şiddetin sadece fiziksel yüzünü görünür kılıyor. Hâlbuki fiziksel olarak anılmayan ama kişilerin hayatında ciddi olumsuz etkilere neden olan 'psikolojik şiddet' oranları, küçümsenmeyecek kadar fazla. Klinik Psikolog Nilsu Yavuzer, kadınların uğradığı psikolojik şiddetin boyutlarını gözler önüne serdi.

AŞAĞILIYOR, SUÇLUYOR, HAKARET EDİYOR
Yavuzer, psikolojik şiddetin sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çekerek şöyle dedi: "Psikolojik şiddet, bir kişinin diğerine duygusal ve zihinsel olarak zarar vermek amacıyla kullandığı, manipülatif, aşağılayıcı veya baskıcı davranışları içerir. Aşağılama, suçlama, aşırı eleştirme, tehdit, hakaret etme, utandırma gibi durumlar psikolojik şiddetin sinyalleridir."

KİŞİ ÖZSAYGISINI YİTİRİYOR
Şiddet denildiğinde ilk olarak fiziksel şiddetin düşünüldüğünü ancak psikolojik şiddetin gizli olduğu için fark edilmesinin zor olduğunun altını çizen Yavuzer, şunları söyledi: "Kişinin hayatında ciddi olumsuz etkiler bırakır. Bu duruma maruz kalma süresi uzadıkça kişi özsaygısını yitirmeye başlar, aile ve sosyal ilişkilerinde bozulmalar meydana gelir ve gittikçe yaşamdan izole olan bir döneme girer. Uzun vadede bakıldığında kültürel normları, sosyal ilişkileri ve ekonomik üretkenliği derinden etkileyebilir. Kadınlara uygulanan psikolojik şiddet, zamanla onları toplumdan izole ederek birçok alanda rol almalarını engeller ve bu da cinsiyet eşitsizliğinin daha belirgin olmasına zemin hazırlar."


RAKAMLAR ÜRKÜTÜCÜ
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün ulusal düzeyde yaptığı araştırma raporuna göre; ülkemizde kadınların yüzde 43,9'u psikolojik şiddete maruz kalıyor. Yavuzer, "Kadınların uğradığı psikolojik şiddet rakamları, korkutucu bir tabloyu gözler önüne seriyor. Bu sonuç bizlere psikolojik şiddetin en az diğerleri kadar dikkate alınması gerektiğini gösteriyor. Çünkü yaşanan şiddet fiziksel olarak iz bırakmasa da ilk olarak aile içine yani kadının anne rolüne etki ediyor. Annenin yaşadığı psikolojik şiddet çocuğunu, kadının yaşadığı psikolojik şiddet kültürel normları, sosyal hayatı, aile ilişkilerini ve hatta ekonomik üretkenliği etkileyerek hayata dair tüm süreçleri sekteye uğratıyor. Kadınlara psikolojik şiddet, toplumun yapı taşları olarak nitelendirilen çocukların sağlıksız süreçlerle büyümesine kadar uzanıyor. Çünkü bilinen klişe; 'anne ne kadar iyi ve sağlıklı ise çocuk da o denli iyi ve sağlıklıdır' tanımı, bu noktada tam karşılığını bularak işliyor" dedi.

ANNENİN YARALI RUHU ÇOCUĞU DA ETKİLİYOR
PSİKOLOJİK şiddet görmüş veya görmekte olan kadınların sadece kendi ruh sağlığını değil aynı zamanda çocuklarıyla kurdukları bağ ve ebeveyn tutumlarını da derinden etkilediğini belirten Yavuzer, şöyle dedi: "Psikolojik şiddet gören bir anne, stres, kaygı, depresyon, öfke patlamaları gibi sorunlar yaşayabilir ve bunlarla mücadele ederken çocukları ile sağlıklı bir bağ kurması zorlaşır. Ev ortamında sürekli güvensiz ve gergin bir havanın hâkim olmasının yanında annenin psikolojik şiddete maruz kalması, bitkin ve tükenmiş hissetmesine neden olur. Çocuk tarafından bakıldığında ise annelerinin mutsuzluklarından dolayı özellikle küçük yaşlarda kendilerini sorumlu hissedebilirler. Aynı zamanda anne çocuğun ilk rol modeli olduğu için annenin yaşadığı olumsuz durumlar, çocuğun ileriki yaşlarda benzer davranışlar ve duygular yaşamasına sebep olabilir. İkili ilişkilerinde sağlıksız ve güvensiz bağlar geliştirebilir, sürekli kendini güvensiz ve kaygılı hissedebilirler."



Haber Kaynak : SABAH.COM.TR

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."